Şehrin Coğrafyası:
GENEL DURUM
Malatya; Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat
Havzasında ve Adıyaman, Malatya, Elazığ, Bingöl, Muş,
Van çöküntü alanının güneybatı ucunda yer almaktadır. Çevresini
doğuda Elazığ ve Diyarbakır, güneyde Adıyaman,
batıda Kahramanmaraş, kuzeyde Sivas ve Erzincan illeri çevirir.
İl topraklarının yüzölçümü 12.313 km2 olup,35 54' ve 39 03' kuzey
enlemleri ile 38 45' ve 39 08' doğu boylamları arasında
kalmaktadır. Malatya, Sultansuyu ve Sürgü çayı vadileri ile
Akdeniz'e, Tohma Vadisi ile İç Anadolu'ya, Fırat Vadisi
ile Doğu Anadolu'ya açılarak bu bölgeler arasında bir geçiş alanı
oluşturur.
JEOLOJİK YAPI
- Malatya il alanı, Alp kıvrımlaşması
sonrasında şekillenmiştir. Daha sonra III. Jeolojik zamanın
sonuyla IV. zamanın başlarında ortaya çıkan tektonik
hareketler sırasındaki kırılma ve kıvrılmalarla kimi kesimleri yükselmiş
ya da çökmüştür. İl alanında çok şiddetli aşınmalar olmuş, çöküntü
alanları alüvyonlarla dolmuştur. Başta Malatya ovası olmak
üzere ilin diğer ovaları bu gelişmelerle ortaya çıkmıştır.
Bu nedenlerle il alanında III. zaman yaşlı kalker ve konglomeralar, volkanik küller çok yaygındır. Malatya ovası, yükseltileri 1500 metreyi aşan dağ sıraları ve platolarla çevrili, geniş bir çöküntü alanıdır. Yükseltisi 915950 metre arasında değişen bu çöküntü alanının kuzeyi beyaz ve yeşil marnlarla kaplıdır. Bu oluşumların üzerinde kuzeye eğimli göl kalkerleri yer alır. Ovanın kuzey doğusunda ise kuzeybatı yönüne doğru uzanan andezit lavları ile tabakalaşmış beyaz ve yeşil marnlar göze çarpmaktadır. Çöküntü alanının güneyi III. zaman eosen kalker serileri ile örtülüdür. Kuzeye doğru eğimli bu yapı, il merkezinin güneyinde mikaşistlerle tabakalaşmış, mermerleşmiş, kalkerlere dönüşür. İl merkezi ile Malatya dağlan ve Fırat vadisi arasındaki alana IV. zamanda taşınarak oluşmuş eski alüvyonların altında III. zaman yaşlı gabbrove granodiyoritler uzanmaktadır. İl alanının güneybatı ve batısında III. zaman neojen kalkerleri egemen durumdadır. 5060 metre kalınlıkta yatay tabakalar oluşturan aynı yaştaki konglomeralar Tohma, Sultansuyu ve Kuruçay vadilerine doğru sokulurlar.
TOPRAKLAR
İl alanında değişik yaşlı kireç taşlarının üzerini koyu, organik
madde yönünden zengin kahverengi orman toprakları kaplar. Bu olgun topraklar,
hafif eğimli kesimlerde kalın, daha eğimli kesimlerde ise ince tabakadır. Bu
topraklar yükseltinin 1000-2000 metre arasında değiştiği ve yıllık
yağış ortalaması 7800 mm.nin üzerinde olan alanlarda yayılır.
Yağış miktarının yeterli olmasına rağmen, ayrışmaya dayanıklı ve yüzeye paralel
olarak uzanan kireçtaşı tabakası, derin toprak oluşumunu engellemektedir.
Malatya dağlarının batı kesimlerinde, değişik şistlerle başkalaşım
serileri üzerinde ve orman örtüsü altında kireçsiz kahverengi orman
toprakları oluşmuştur. Bu olgun toprakların yapısında serbest kireç
yoktur. Topraklar daha eğimli kesimlerde yarı olgun durumdadır. Ayrışma ve
organik madde birikimi ile oluşmuş üst toprak dışında pek tabakalanma da
yoktur. Bu toprakların yayılım alanında yıllık yağış ortalaması 600
mm'nin üzerindedir. Doğal örtüyü yapraklı ağaçlardan meşe,
ibrelilerden bodur ardıçlar ve kızılçamlar oluşturur, ilde orman
kuşağından kurak kuşağa geçişte volkanik oluşumlu alanlar, yer yer kireçsiz
kahverengi topraklarla örtülüdür. Bu olgu topraklar, aşınınım pek şiddetli
olmadığı kesimlerde de hayli derindir. Yayılım alanında yıllık ortalama
yağış 400 mm dolayındadır. Doğal bitki örtüsü alan bakımından olmasa da,
nitelik açısından ildeki en önemli toprak grubu alüvyonlu topraklardır. Malatya
ovası ve bu ovanın devamı durumundaki düzlüklerle Fırat, Tohma,
Sultansuyu, Sürgü ve Kuruçay vadilerindeki taban topraklar alüvyonlarla kaplıdır..
Bu genç topraklar akarsularla taşınarak yatay biçimde istiflenmiş maddelerden
oluşmuştur. Birikinti maddelerinin taşındığı yüksek alanlar genellikle değişik
yaşlı kireç taşlarından oluşmaktadır. Arada yer yer dış püskürükler görülür. Bu
nedenle bütün alüvyonlu topraklar kireçlidir. Bu genç toprakların oluşumu için,
özel iklim ve bitki örtüsü gerekmez. Kuru ve sulu tarla tarımı yapılan bu
topraklarda, tahıl ürünleri sanayi bitkileri, meyve ve
sebze yetiştirilmektedir.
İlde, ovaların çevresindeki az eğilimli alanlarda, yer çekimi ve küçük
akıntılarla taşınarak yığılmış maddelerin oluşturduğu kolüvyol
topraklar vardır. Alüvyonlu topraklarda olduğu gibi yatay
tabakalanma görülmeyen bu topraklarda genellikle kuru tarım yapılmaktadır. Bu
topraklarda başta tarım ürünleri olmak üzere meyve yetiştirilmektedir.
İlde, bu toprak grupları dışında az bir alanda kırmızı Akdeniz toprakları,
hidromorfik alüvyol topraklar vardır. Ayrıca çıplak kayalıklar, ırmak
kıyı kumulları ve ırmak taşkını yataklarına da rastlanır.
YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ
DAĞLAR
Malatya'daki Dağlar
Güneydoğu Torosları, Gaziantep Gölbaşı'nın kuzeyinde yer alan
Kapıdere boğazından sonra çeşitli kollara ayrılır. Dağ kütlesinin güney kolunu
oluşturan ve batı-doğu yönünde uzanarak Besni, Adıyaman ve Kâhta
ile Malatya ovasını dolduran dağlara Malatya dağları adı verilir.
Yüksek ve çok dalgalı olan Malatya dağları çeşitli yönlerde inen akarsularla
parçalanmıştır. Bu sebeple Malatya dağlarında önemli düzlükler yoktur.
Doğanşehir ovasının doğusunda düzenli sıralar oluşturmaya başlayan bu dağl
ar, Fırat vadisine kadar zaman zaman genişleyerek, zaman zaman
daralarak uzanır. Malatya dağlan üzerindeki en önemli doruklar, batıdan doğuya
doğru 2100 Korudağ, 2.424 Karakaya Tepe, 2.006 Becbel Tepe, 2.544 Beydağı,
2.150 Kelle Tepe, 2.306 metre yükselti Gayrık Tepedir.
Nurhak Dağları
Sultansuyu Vadisinin batısında ve Kahramanmaraş topraklarından il alanına giren
Nurhak Dağları, Güneydoğu Torosları'nın kuzeye açılan kolunu oluşturur. Vadiye
paralel olarak kuzeydoğu yönünde uzanan bu dağlar Tohma vadisi ile bölünür.
Aynı zamanda, batıya ve kuzeybatıya doğru açılarak, Tohma havzasInı batıdan
kuşatır.
Nurhak dağlan üzerindeki en önemli yükseltiler şunlardır. Derbent dağı
(2.428 m.) Kepez dağı (2.140 m.) ve Kuşkaya Tepesi (1.922 m.), Akçadağ (2.013
m.).
Malatya ovası, Tohma vadisi, Darende ve Doğanşehir arasını bütünüyle kaplayan
Nurhak dağları ve uzantıları, yeryüzü şekilleri bakımından Malatya dağlarından
değişiktir. Malatya ve Doğanşehir ovalarıyla, Tohma, Sultansuyu vadilerine göre
yaklaşık 500 metre yükseklikte çok dağlı bir yeryüzü şekli oluşturan
bu dağlar, genellikle volkanik kökenlidir. Bu dağlardan kaynaklanan akarsular,
doğuda Sultansuyu’na doğru akarak derin vadiler oluştururlar. Yükseklik
çoğunlukla 2000 m'nin altındadır.
Akçababa Dağları
Tohma vadisi ile Kuruçay vadisi arasında yer alan bu dağlar, Nurhak dağlarının
kuzey doğuya doğru sokulan uzantıları durumundadır. Pek yüksek olmayan Akçababa
dağları, kuzeybatı yönünde yayılarak geniş bir alanı kaplar. Genellikle çıplak
olan bu dağlar güneybatıdan kuzeydoğuya doğru Kuyucakbaşı Tepe (1.734 m.),
Akçababah Tepe (1.164 m.), Ahbaba Tepe (1.857 m.) ve Leylek Dağı (2.052 m.)
dir.
Yama Dağı
Büyük bölümü Sivas il alanında bulunan Yama dağı kütlesi güneye ve güneydoğuya
doğru açılarak Malatya'nın kuzeyini bütünüyle kaplar. Batıda Kuruçay
vadisine, güneydoğuda Fırat vadisine kadar uzanan Yama dağı ve
uzantıları genellikle volkanik yapılıdır. Yüksekliği 1500
metrenin üzerindedir. Bu dağlar geniş, toplu ve yüksek bir kabartı
oluşturmaktadır. Önemli doruklar dışında bu kesim, genellikle bir plato
görünümündedir.
Bu sıranın en önemli yükseltileri Arguvan'nın batısında 1516
metre yükseltili Doyukan tepe, Kozdere'nin doğusunda 2.310 metre
yükseltili Hasbek tepe ve Arapgir'in batısında 2.402
metre yükseltili Göl dağı'dır.
Bundan başka doğuda Venk ve Izollu dağları, Pütürge ile Izollu arasında Şakşak,
Pütürge'de Kubbe, Akdoğan; Arguvan-Arapgir arasında Çangal Aynaca, Eğerli;
Hekimhan yöresinde Demirli, Kızılhisar, Zürbehan; Darende yöresinde Hezanlı,
Ademkıran, Alidede, Heyik, Kuduz, Beynamaz dağı; Yeşilyurt yöresinde Karadağ,
Karataş, Keklicek, Akseki dağları ile; Akçadağ yöresinde Öğlekayası, Kartal
Kaya ve Kurugöl gibi dağlarla tepeler vardır.
PLATOLAR
Güney Platoları
Malatya dağları üzerinde sıralanan platolardır. Burada, dağlar yüksek ve
düzenli sıralar oluşturduğundan kuzey ve batı yamaçlarında çeşitli
yükseltilerde alt alta, ya da yan yana dizilmiş platolar vardır. Bu platolar su
kaynakları bakımından zengindir.
Batı Platoları
Batı platoları, güney platolarına göre daha alçak yükseltide olup,
yükseltileri 1500 metrenin üzerine çıkmaz. Yörede dağlar, düzenli
sıralar oluşturmayan tek tek kütleler durumundadır. Tohma suyu ve
kolları ile parçalanmış ve oldukça derin vadiler arasında sıralanan platolar,
genellikle kuru ve çıplaktır. Bu platolar Ayggörmez ve Kepez dağlarından,
Tohma vadisine, Akçababa dağlarından Tohma ve Kuruçay vadilerine doğru yükselti
kaybederek sıralanır.
Kuzey Platolar
Malatya'nın en önemli platolarıdır. Yama dağının
eteklerinde sıralanan ve Yama Platoları adıyla da anılan yüksek
düzlükler Fırat vadisine doğru
ilerler. Kuzey platolarının, Sivas sınırlarına yakın
kesimleri daha geniş ve düzdür. Bu sebepten buradaki platolar daha küçük ve
değişik yükselti basamaklarına dizilmiş taraçalı bir yapıdadır.
Vadiler ve Ovalar
Malatya il alanında vadilerin önemi büyüktür, ildeki bütün
vadiler Fırat ana vadisine açılmaktadır. Bunlardan
özellikle Tohma vadisi, yan vadileri ile geniş bir ağ oluşturur. Bu
vadilerin tabanları Fırat vadisine yaklaştıkça genişler ve ilin önemli ovaları
ortaya çıkar. Bu vadilerin büyük bir bölümü günümüzde Karakaya Baraj
Gölü alanında kalmıştır. Öbür vadiler de yer yer genişleyerek çeşitli
yükselti basamaklarında sıralanan büyüklü küçüklü düzlükler oluşturur.
OVALAR
Malatya Ovası
Tohma, Sultansuyu ve Fırat vadileri arasında kalan çok geniş bir
alanı kaplar. Ortalama yükseltisi 900 m. olan bu geniş düzlük, kademe
kademe yükselen ve 1500 m. ye kadar çıkan platolarla, yüksek dağlarla
çevrilidir. Ovanın yüzölçümü 830
km2'yi bulur. Batı-doğu yönünde uzanan Malatya
Ovası bir çöküntü alanıdır. Akarsuların alüvyonları ile dolması sonucu
oluşmuştur. Akarsuların taşıdığı bu genç dolgu maddelerinin kalınlığı 50
ile 100 metre arasında değişmektedir. Dolgu tabakasının kalınlığı, ovanın
kenarlarına doğru incelir.
Ova genellikle düzdür. Ancak çevreden inen küçük akarsuların vadilerinde
derinlik 60-100 m.ye ulaşır. Böylece hafif dalgalı bir yapı
oluşmuştur. Malatya Ovası, kalın bir toprak tabakası ile kaplı olup,
verimlidir. Çok geçirgen olduğundan su tutmaz ve çabuk kurur. Bu nedenle,
tarımsal üretim açısından sulama son derece önemlidir. 1975'de Tohma
üzerinde yapılan Medik
Barajı, Sultansuyu ve Beylerderesi'neden yararlanılarak bazı
alanlar sulamaya açılmıştır.
Doğanşehir Ovası
Tohma vadisine güneyden açılan Sultansuyu vadisinin her iki yanma
sıralanmış, küçüklü büyüklü düzlüklerin tümüne birden Doğanşehir
Ovası adı verilmektedir. Ova Suçatı'ndan sonra Doğanşehir'e
doğru daralmaya başlar. îlçe merkezinde yükselti 1.250 metreye ulaşır. Sultansuyu ve
kolları ovadan pek derin olmayan yataklarda akar.
İzollu Ovaları
Malatya ovasının doğusunda Fırat nehrinin dar ve derin bir
koridor oluşturduğu Kömürhan boğazına kadar uzanan kesimindeki, irili
ufaklı düzlüklere Izollu ovaları adı verilmektedir.
Bunlar, Malatya dağlarından başlayarak kuzeydoğu yönüne
uzanarak Karakaya baraj gölüne doğru açılan taraçalı düzlükler
durumundadır.
Erhaç Düzü ile Arga ve Ören Yazıları
Malatya ovasının batıya doğru uzantıları durumunda olan bu düzlükler yer
yer dalgalı ovalardır. Sultansuyu vadisi ile Tohma vadisi arasında
kalan üçgen biçiminde alanı dolduran bu düzlüklerin yükseltisi, Malatya ovasına
göre daha fazladır.
Mandıra, Tafta ve Milli Yazıları
Yarı ova nitelikli alanlardan Mandıra düzü, Sultansuyu ile Beylerderesi
arasında; ötekileri ise, Beylerderesi doğusunda kalmaktadır. Malatya ovasının
güney uzantıları durumundaki bu alanlar, daha yüksek ve daha dalgalıdır.
Mığdı Düzü
Ayvalı, Tohma ile Hacılar Tohması vadilerinin birleşme
noktasında yer alır. Darende'nin doğusunda ve güneydoğusunda geniş bir
alanı kaplayan ovanın yüzölçümü yaklaşık 50 km2'dir. Ovanın orta
kesimleri düz olup, kenarlara doğru yükselti artar ve dalgalı bir yapı ortaya
çıkar. Genişleyen vadi tabanı akarsuların taşıdığı alüvyonlarla dolması
sonucu oluşan toprak, verimli bir durumdadır. Yeşil örtü, yalnızca su
kenarlarında söğüt ve kavak ağaçlarından oluşur.
Fırat Vadisi
Türkiye'nin en önemli vadilerinden birisidir. Çok derin ve sarp olan Fırat
vadisi, keskin dirsekler çizerek uzanır. Sarplaşan vadi, bu
yapısını Malatya topraklarında Söğütlü çayı vadisi ile
birleşene kadar sürdürür. Bundan sonra vadi genişlemeye başlar. Akarsu, çok
geniş bir yatakta akmakta iken zaman zaman kollara ayrılarak adacıklar oluşturur. Göldağı
ve Sarıçiçek yaylası hizasından sonra yapı birden değişir. Fırat vadisine
doğru eğimli geniş oluklar ortaya çıkar. Bunlar, Tohma ve Kuruçay
vadileridir. Fırat vadisinin bu yapısı, Malatya dağlarının doğu ucuna
kadar sürer. Burada vadi yeniden daralır. 100 km. den uzun bir boğaza
dönüşür. Kömürhan Boğazı adıyla anılan bu boğazdan sonra vadi, il
topraklarının dışına çıkar.
Tohma Vadisi
Sivas topraklarından iki kol halinde başlayan Tohma vadisi, Fırat
vadisine doğru geniş bir oluk oluşturur. Darende yanından bu kollar genişlemeye
başlar. İlçenin doğusunda birleşir. Vadilerin birleşme yerinde geniş bir düzlük
oluşur. Mığdı düzü adıyla anılan bu yüksek ovadan sonra vadi, biraz
daralarak doğu yönünde uzanır. Sonra güneyden gelen Sultansuyu vadisi ile
birleşerek birden genişler ve Fırat vadisine açılır. Genişleyen vadi
tabanında, ilin en önemli
düzlüklerinden Malatya ve Doğanşehir ovaları
ile Erhaç düzü ve Yazıhan düzü sıralanmaktadır.
Kuruçay Vadisi
Yama dağının batı eteklerinden başlayan vadi, başlangıç kesimlerinde pek derin
değildir. Tohma vadisinde sıkça rastlanan sarp ve dar
boğazlar yoktur. Bunun başlıca sebebi yöredeki, aşınarak yuvarlanmış
yeryüzü şekilleridir. Ayrıca vadiyi aşan akarsuyun havzası küçük ve
akıttığı su miktarı da azdır. Yine Kuruçay vadisi orta bölümünde
biraz daralır. Daha sonra tabanı genişleyerek Tohma ve Fırat vadileri ile
birleşir. Kuruçay vadisinde Çapıtlı yazısı ile Yazıhan
düzü dışında ovalık alan yoktur.
Çapıtlı yazısı
Kuruçay vadisinde, Hasançelebi yöresini kaplayan düzlüğe Çapıtlı yazısı denir.
Akgedik diplerinden Hasançelebi'ye doğru uzanan bu yüksek ovanın boyu 20
km.yi geçer. Genişliği 10 km. ye ulaşır. Ova, genelde düz
olmakla birlikte, yer yer hafif dalgalı bir yapıdadır.
Yazıhan Düzü
Bu ova, Tohma ve Kuruçay vadilerinin Fırat'a açıldığı noktada yer
alır. Malatya ovasından Tohma suyu ile
ayrılır. Tohma suyunun kuzeyinde kalan ve Kuruçay vadi
tabanını da kapsayan alanın bütününe Yazıhan düzü
denilmektedir. Mayatya ovasına göre daha yüksekte kalan Yazıhan
düzü su kaynakları kıt olduğundan kuru ve
çıplaktır. Tohma suyu ova yüzeyine göre derinde
kalmaktadır. Kuruçay ise yaz aylarında kurumaktadır.
BAŞLICA AKARSULARI
Söğütlü Çay
Göl dağının güney yamaçlarından başlayan bu vadi pek uzun değildir. Önce
güneye, sonra güneydoğuya uzanarak Fırat'a açılmaktadır. Vadi yer yer
genişleyerek büyük olmasa da tarım açısından önemli ovacıklar meydana
getirmektedir. Bunların başlıcaları; Diştrik ve Arguvan yazılarıdır. Diştrik
yazısı, Söğütlü çay vadisinden bucağı vadisine doğru yayılan düzlüğe
denilmektedir. Küçük bir ovadır. Uzunluğu ve genişliği 17.5 km.ye ulaşan
ova, yer yer dalgalı ve taşlıktır.
Arguvan Yazısı
Söğütlüçay vadisi Arguvan yakınında genişler, burada uzanan
düzlüğe Arguvan yazısı adı verilmektedir.
Sürgü Vadisi
Göksu vadisinin başlangıç bölümünü oluşturan bu vadi, Karakaya tepenin
güney yamaçlarında başlamakta, 20-30 km. aynı yönde uzadıktan sonra,
önce batıya, sonra güneye ve güneydoğuya doğru genişçe bir yay çizerek il
dışına çıkmaktadır. Daha sonra Göksu vadisi adı altında Adıyaman topraklarını
geçip Fırat vadisine açılmaktadır. Vadide ilin tarım bakımından
önemli olan Sürgü ovası yer almaktadır.
Sürgü Ovası
Malatya çöküntü alanının güneybatı ucunda yüksek bir ovadır. Genişleyen
vadi oluğunun akarsuların taşıdığı alüvyonlarla dolması sonucu oluşan topraklar
çok verimlidir. Sürgü çayı üzerine kurulan Sürgü barajından
sulanmaktadır. Malatya ovasına göre daha yüksekte kaldığından kışlar
biraz sert geçmektedir.
AKARSULARI
Malatya ili, Fırat havzası üzerinde yer alır. Havzanın
yukarı Fırat bölümünde oldukça geniş alanı kaplayan il toprakları,
yer üstü su kaynakları açısından hayli zengindir.
Fırat Havzası
Türkiye'nin en büyük havzasıdır. Su toplama alanı 127.000
km2 dolayında olan havzanın yıllık ortalama su hacmi 28 milyar
m3'ü aşmaktadır. Fırat havzasında 4.900.000 hektara yakın ovalık
alan vardır. Bunun 1.700.000 hektar yer alan akarsuların en
önemlileri Tohma suyu, Kuruçay, Fırat nehri
ve Sürgü çayıdır.
Fırat Nehri
Keban Barajı'ndan çıkan nehir Malatya'nın Elazığ ile sınırını
oluşturacak şekilde güneybatıdan güneydoğuya doğru genişçe bir yay çizerek
akar. Önce Kuruçay'ı sonra Tohma suyunu alarak
akan Fırat, zaman zaman kollara ayrılarak adacıklar oluştururdu. Bu alan
günümüzde Karakaya Baraj Gölü sahası içinde kalmıştır. Fırat nehri, Kömürhan
mevkiinde Doğu Anadolu'nun en uzun ve en derin boğazlarından biri olan Kömürhan
boğazına girerek akmasına devam edip, boğazdan sonra Malatya-Diyarbakır
sınırını oluşturmaktadır. Diyarbakır Çüngüş ilçesi
yakınlarında Karakaya Barajı kurulmuştur.
Tohma Suyu
Malatya'nın doğu sınırını oluşturan Fırat nehrinden sonra ilin büyük
akarsuyu Tohma'dır. iki koldan oluşmaktadır. En uzun kolu olan
Ayvalı, Tohma çayı, Uzunyayla'dan diğer kolu
olan Hacılar Tohması ise Tahtalı dağlarından doğar. Bu iki
kol Malatya il sınırına girerek Mığdı üzerinde birleşip dar ve
uzun Şuğul boğazından geçtikten sonra Malatya
ovasından geçerek Fırat nehrine katılır. Tohma
suyunun Şuğul boğazından kurtulduğu yerde Medik
barajı kurulmuştur. Tohma suyu Malatya ovasından akarken
kuzeyde Halavun çayı ile Epreme çayı,
güneyde Dipsiz çayı, Sultansuyu, Beylerderesi
Horata çayı ile Orduzu çayını alarak Fırat nehrine
dökülmektedir. Bu
sular Sultansuyu, Doğanşehir ve Malatya ovalarının
sulanmasında önemli yer tutmaktadır.
Kuruçay
Yama dağı batısından doğan Kuruçay, Hasançelebi, Hekimhan ve Fethiye'yi
geçtikten sonra Eğribük yönünde Fırat'a katılır. Yaz aylarında suyu iyice
azaldığından bu sudan pek faydalanılamamaktadır.
Sürgü Çayı
İlin güneybatı ucunu oluşturan Sürgü yöresinin sularını toplayan bu
çay, Malatya yöresinin batı kesimlerinde yer alan Karakaya tepesinin
güney yamaçlarından doğar. Sürgü çayı, Göksu ırmağının
önemli bir koludur. Sürgü kasabasından sonra, Kapıdere'ye kadar
batı yönünden akan çay sonra güneye döner. Burada, Göksu ile
birleşen ve Göksu adını alan akarsu, doğuya
dönerek Adıyaman il sınırına girerek Adıyaman il
topraklarından Fırat'a katılır. Sürgü çayı üzerinde Sürgü
barajı kurulmuş olup, bu barajdan geniş bir alan
sulanmaktadır. Malatya'nın bu önemli akarsuları dışında ya
doğrudan Fırat'a, ya da diğer büyük akarsulara karışan çok sayıda
küçük çay ve dereleri vardır. Bunlar: Eğmir, Mircan, Göksu, Aksu, Şiro,
Berenge, Söğütlüçay, Sazdere, Şotikdere, Kozluk Çayı, Yenice Çayı, Setrek Çayı,
Arapgir Çayı, Davulga, Cevizlisu gibi irili ufaklı akarsulardır.
BARAJLAR
İlimizde Sürgü, Medik, Polat ve Sultansuyu
barajları olmak üzere 4 baraj bulunmaktadır. Polat ve Sultansuyu
barajları sulama amaçlı, Medik Barajı Sulama + Elektrik
amaçlı ve Sürgü Barajı da Sulama + Taşkın koruma amaçlı olarak
inşa edilmiştir.
Sultansuyu barajı 1993'te hizmete açılmış olup, en yeni
barajımızdır. 1996 yılında Çat barajının da hizmete açılması
beklenmektedir.
GÖLLER
Karakaya Baraj Gölü
Malatya merkez ilçesinde 42, Pütürge ilçesinde 15, Akçadağ
ilçesinde 2, Arguvan ilçesinde 6, Arapgir ilçesinde 2 köy
olmak üzere toplam 67 köy göl alanı içerisinde kalmış
olup, baraj gölü Malatya il sınırları
üzerinde 150.875.583 m2'lik bir alanı kaplamaktadır
BİTKİ ÖRTÜSÜ
Malatya toprakları önemli bitki örtüsünden yoksundur. Eskiden il alanının
önemli bir bölümü ormanlarla kaplı iken sonucu bu örtü zamanla yok olmuştur.
Doğal şartlar ormanların kendi kendisini yenilemesini büyük ölçüde
güçleştirdiğinden yer yer bozkırlar ortaya çıkmıştır.
İl arazisinin 367.253 hektarı (% 30)'u ormanlık ve
fundalıklarla, 125.156 hektarı (% 10)'u ise çayır ve meralarla kaplıdır.
İl topraklarının güneyini boydan boya kaplayan batı-doğu doğrultulu Malatya
dağları, meşenin egemen olduğu bozuk nitelikli korular ve baltalıklar iyi
nitelikli koru ve baltalıklara dönüşmeye başlar. Malatya dağlarının batı ucunda
Sultansuyu vadisine bakan yamaçlarda Doğu Anadolu'da ortadan kalkmakta olan
ibrelilerden kızılcıklara rastlanır.
Malatya dağları üzerinde yer alan platolar ile Malatya ovasına yakın kesimlerde
yer alan yarı ova nitelikli düzlükler, zengin çayır otları ile kaplıdır. İl
alanının güneybatısını kuşatan dağlar ve platolarda doğal bitki örtüsü hemen
hemen ortadan kalmıştır. Daha çok meşelerden oluşan bozuk nitelikle
orman kalıntılarından başka canlı örtüye rastlanamaz. Bu örtüye yer yer
yabani meyve araçları ile kaynak ve vadi boylarında kavak ve
söğütler katılmaktadır. Bitkisel üretim yapılan kesimlerde meyvecilik
doğal örtüye göre daha yaygındır.
Malatya'nın kuzeyini kaplayan dağlar ise örtü bakımından Pütürge ve
Doğanşehir yöreleri kadar olmasa da batıya göre daha da zengin sayılır.
Bu yörelerde, çoğu bozuk nitelikli olmak üzere meşenin çoğunlukta
olduğu yapraklı ormanlar vardır. Bu kesimde kalın bir toprak tabakası
ile meyve ağaçları, söğüt ve kavaklıklar görülür.




